Bütçe ve bütçe kullanımının modernize edilmesi

 

 

 

            Doçentlik hatta yardımcı doçentlik safhasındaki sınavlar tamamen kaldırılmalıdır. 40 yaşını geçmiş insanları çoğu zaman subjektif olan sınavlara tabi tutmak ve bu sınavların sonuçlarına göre onlara ünvanlar dağıtmak artık tamamen çağdışı kalmış bir uygulamadır. Araştırma, tez, süre, mülakat, deneme dersi  ve boş kadro şartları ileri sürülebilir, fakat sınav uygulaması artık devam etmemelidir.

            Aslında doktoraya, ve bizde henüz önemi anlaşılmamış olan doktora sonrası eğitime (2-3 yıl) uluslararası ölçüde önem vermeli, doktorasını tamamlayan her bilim adamı gerçek- ten bağımsız olarak araştırma planlayıp yürütebilecek seviyeye gelmiş olmalıdır (9-11).

            Doktora sonrası eğitimi de başarıyla tamamlamadıkça, başka bir üniversitede de olsa öğretim üyeliğine yükseltilme olmamalıdır. Doktoradan sonraki ünvanlar, belki zamana bağlı olarak bilim adamının araştırma, yayın ve eğitim-öğretimdeki başarısına göre verilme- lidir. Yayınlar, yayınlandığı dergiye ve yayın sayısı ile isim sırasına göre puanlandırılabilir.  Her akademik kademe için belli bir asgari puan istenebilir. Akademik personelin yabancı dil problemi daha yüksek lisansa veya doktoraya başladığı yıl çözülmeli. Bunun için de doktora öğrencisini doktoranın başlangıcında 12 aylık bir süre için iyi bir merkezde yoğun bir yaban- cı dil eğitimine tabi tutmalı. Dil eğitimi sonunda adayı sağlıklı bir dil sınavına alıp başarılı olan- lara doktoraya devam etme yolu açılmalıdır. Neticede, doktorasını tamamlayan bir eleman, okuma, yazma ve konuşma bakımından bir yabancı dili yeteri kadar kavramış olacaktır. Böylece, doktoradan sonraki akademik ünvanlar için  yapılan yabancı dil sınavlarından da vazgeçilmelidir. Zaten mevcut yabancı dil sınavlarından başarılı olmak, yabancı dili iyi bilmek anlamına gelmemektedir (10, 11).

            Profesörlüğe atamada da serbest yarışma kuralları işlemeli, ilan, başvuru ve seçim basamakları izlenmeli, aranan özellikler bakımından en uygun adayı, adayların özel alanların- daki profesörlerin raporlarına bakarak aralarında dekan ve rektörün de bulunduğu bir küçük seçici kurul gerçekleştirmelidir. Akademik kadroları, atanacak adayı bulup tespit ettikten sonra ilan etme şekli sistemimizin en önemli hastalıklarından birisidir.

            Araştırma görevlilerinin seçiminde, tıpta uzmanlık öğrenciliğinde olduğu gibi açık yarışmaya dayalı merkezi bir sistemin uygulanması bir çok açıdan daha yararlı olacaktır.

            Bütçe ve bütçe kullanımının modernize edilmesi:

            Bütçe ve bütçe kullanımının modernleştirilmesi de çağdaş anlayışın vazgeçilmez bir gereğidir. Basit bir araştırma yapılacak olursa 1981’den 1991’e gelindiğinde üniversite bütçelerinin Türk lirası olarak bir kaç kat artmış, dolar karşılıkları bakımından ise % 80 - % 90 oranında azalmış olduğu görülür. Bir üniversite için yaptığımız böyle bir araştırmada bütçe miktarı Türk Lirası (TL) olarak öğretim üyesi sayısına bölündü; 1991’ de bütçenin 1981’e göre 6-7 kat artmış olduğu, fakat bütçe miktarı dolar cinsinden öğretim üyesi sayısına bölündüğünde, artış değil aksine 5-6 kat azalmış olduğu görüldü (12). Aynı işlemler öğrenciler için yapıldığında, bir öğrenciye düşen bütçenin TL olarak 3.7 kat arttığı, dolar cinsinden artış değil tersine 10.5 kat azalma olduğu tespit edildi. 1981’den 1991’e gelinceye kadar doların alım gücünde de önemli ölçüde düşüş olduğu unutulmamalıdır. Daha sonraki yıllarda üniversite bütçelerinde reel düşüş, yılda % 50’ye varacak ölçülerde devam etmiştir. Üniversite kütüphanelerinin yeterli hizmet verebilmesi, öğretim ve araştırma laboratuarlarının işler halde tutulması, bu maksatla ayrılacak bütçeye ve bu bütçenin dolar bazında  azalması değil, artmasına bağlıdır. 1994 yılında enflasyon % 150 iken üniversite bütçeleri ancak % 60 oranında artırılabilmiştir.

             Üniversitelere ayrılan bütçenin kullanılmasında da çağ dışı çok sayıda engel ve uygulama vardır. Özellikle ihale dosyalarının Maliye ve Gümrük Bakanlığı vizesine tabi olması, bütçe ödeneklerinde kısıtlamaya gidilmesi ve ödeneklerin taksitler halinde serbest bırakılması (5), çağdaş işletmecilik anlayışıyla uyuşmamaktadır. İhale ve satın alma işlemlerindeki bürokratik engeller kaldırılarak, gelişmiş ülkelerin çağdaş üniversitelerindeki uygulama modelleri esas alınmalıdır. Eğitim-öğretim ve araştırma için planlanan yatırımların zamanında yapılabilmesi, ihtiyaç duyulan araç-gerecin hızlı bir biçimde ve serbest piyasa şartlarına uygun olarak temin edilebilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Mevcut sistemde üniversite veya araştırıcı daha kötü araç-gereci daha pahalıya ve ancak çok uzun işlemlerden ve zaman kaybından sonra alabilmektedir. Daha iyiyi daha ucuza ve daha çabuk almaya imkan veren bir bütçe sistemine ihtiyaç vardır. Üniversite bütçelerinin ve araştırma fonlarının ileri ülkelerde olduğu gibi kullanılmasına izin veren gerekli düzenlemeler en kısa zamanda yapılmalıdır. Mevcut uygulama biçimi devam ettikçe çağdaş üniversite hedefine ulaşmak mümkün değildir.

 

                     -6-