ÖZEL KURULUŞ VE VAKIFLAR

 

 

 

 ÖZEL  KURULUŞ  VE  VAKIFLAR

 Türkiye' de büyük endüstri kuruluşları, şirketler ve vakıflar genel olarak araştırma-geliştirmeye para ayırmayı, araştırıcıları desteklemeyi ve bünyelerinde temel fencileri istihdam etmeyi henüz düşünme safhasına bile gelmemişlerdir. Halbuki çeşitli bilim dallarında araştırma enstitülerinin ve araştırma laboratuarlarının kurulması, araştırma projelerinin ve genç araştırıcıların desteklenmesi sadece devletin veya üniversitelerin görevi değil, özel endüstri kuruluşlarının ve bütün zenginlerin severek yapmaları gereken işlerdendir. Türkiye' deki bazı özel kuruluş ve vakıflar, araştırma projelerini ve genç araştırıcıları desteklemenin ve araştırma laboratuarları kurmanın en az bir spor kulübü kurmak, ödül dağıtmak, fakirlere yardım etmek kadar önemli görev olduğunu bilmek ve öğrenmek zorundadırlar.

İngiltere' de sadece nörolojik bilimlerle ilgili araştırmaları destekleyen 24 tane büyük vakıf ve hayır kurumu bulunmaktadır. 1984 İngiltere' sinde hayır kurumları tıbbi araştırmalar için 89 milyon sterlin harcadılar. Tıbbi araştırmalar kurumu (MRC) ise aynı yol 113 milyon sterlin harcadı. Yapılan hesaplara göre 1987-1988 yıllarında hayır kurumlarının aynı maksat için harcayacakları miktar 133 milyon sterline ulaşarak, aynı dönemde tıbbi araştırmalar kurumunun harcayacağı 131 milyon sterlini geçecektir. (Nature, 320, 564,  1986)

Amerika, Japonya, İsviçre ve diğer ülkelerden benzer örnekler verilebilir. Bir İtalyan ilaç firması (FIDIA Spt), Vaşington' daki Georgetown Üniversitesine bağlı ve nöroanatomi, fizyoloji ve nörofarmakolojiden ibaret olan bir nörosayıns (sinir bilimleri) enstitüsü kuracağını ve 20 yıl süreyle bu enstitüye 62 milyon dolar para ayıracağını açıklamıştır. (Nature 313, 170,  1985)

Biz de ise ilaç firmaları ancak bazı bilimsel toplantılarda kullanılmak üzere basit kalem-kâğıt dağıtmakta ve meşrubat giderlerini karşılamaktadır.

Hayvan ve bitki vakıfları, vakıf hayvan hastaneleri dahil çok çeşitli hayır kurumuna vücut veren bir milletin, bugün yeterli hayır kurumlarına sahip olmaması ve hatta eskilerini bile koruyamaması ne kadar acıdır. Halbuki şimdi milletimizi canlı ve ayakta tutacak olan temel fen bilimlerini yüceltme ve bu bilimlerle uğraşanları destekleme gayesiyle kurulmuş yüzlerce büyük vakfımız olmalıydı. Namık Kemal uzun yıllar önce bizim neslin yerine bu yokluğun acısını duymuş ve üzüntüsünü şöyle dile getirmiştir.

"Yad et ol günleri kim, merci-i gayret biz idik

Merd idik, âdem idik, rûh-i hamiyyet biz idik"

             Son yıllarda Türkiye' de sayın Cumhurbaşkanımız Kenan Evren' in gayret ve teşvikleriyle çok güzel bir milli gelenek yeniden başlatıldı. "Kendi okulunu kendin yap" sloganı benimsendi ve yüzlerce hayırsever yurttaşımız bulundukları bölgelere okullar yaptılar. Sevinilecek bu tablo, milletimize meselenin önemi anlatıldığında, ona yol gösterip önder olunduğunda hiçbir şeyi esirgemeden hayır kurumlarına yardım yapabildiğini göstermektedir. İnancımız odur ki, bu gün gerek Türkiye sınırları içerisinde gerekse bizden çok uzaklarda kalmış eski topraklarımızda binlerce camii, hastane, kervansarayı, çeşme, okul, medrese ve daha pek çok çeşit vakfın ve hayır kurumunun banisi olan şerefli insanların torunları yeni vakıflar, yeni hayır kurumları kurma ve yaşatma hasletine sahiptirler.

            Büyük şair Mehmet Akif Ersoy bu hasletimizi

            "Günde on kere gelip istediniz hep verdim.

            Yine vermezsem eğer millet için, nâ-merdim"

diyerek en güzel şekilde ifade etmiştir.

            Yapılacak iş hayırsever zenginlere yol göstermek, temel fen bilimlerinin önemini anlatmak onların üniversitelerde, araştırma kurumlarında ve orta öğretimde kendi adlarını ebedileştirecek araştırma laboratuarları kurmalarını sağlamaktır. En kısa zamanda Türkiye' de temel fen bilimleri alanında yapılacak olan araştırmaları destekleyecek çok sayıda vakıf kurulmazsa, devletin ayıracağı paralar bu işe yetmeyecek ve bütün dünyada devam eden amansız bilim yarışını tamamen terk etmek durumunda kalacağız.

     
     * Bu çalışma 7-10 Temmuz 1986 tarihlerinde Samsun' da yapılan Ulusal Matematik Sempozyumunda sunulmuştur.

Prof. Dr. Cafer MARANGOZ

Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Tıp Fakültesi 
Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
SAMSUN

 

                 -5-