|
||
ÜNİVERSİTELERİ
SARAN SEÇİM ATEŞİNİ SÖNDÜRÜN
Haziran başından itibaren 24 üniversitemizde
2547 Sayılı YÖK Yasası'na göre rektör adayı seçimleri yapıldı ve
ilk sıraları alan altı aday YÖK’e sunuldu. YÖK Genel Kurulu’nda
altı aday üçe indirilerek Cumhurbaşkanı’na sunuldu. Ancak YÖK’te
yapılan işlem, genelde akademik çevreleri tatmin etmedi. Bazı üniversiteler
için seçimde birinci ve ikinci sırayı alanlar devre dışı bırakılarak
çok az oy alanlar Cumhurbaşkanı’na sunulan listeye yerleştirildi. Gözler
şimdi Sayın Cumhurbaşkanı’nda. Bu anlamsız, huzur bozucu ve hiçbir
ileri ülkede eşi ve benzeri bulunmayan
seçimin yaralarını ancak O sarabilir. Unutulmasın ki, üniversitelerdeki
sıkıntı, huzursuzluk ve verimsizlik seçim dönemlerinde en üst düzeye
çıkmaktadır.
Üniversite ile veya genelde eğitimle
ilgili sorunlar ülkemizin ve milletimizin, acil çözüm bekleyen
ana sorunlarındandır. Eğitim, bilim ve teknoloji alanında yeterli
ilerleme olmadan toplumun refahı sağlanamaz, işsizlik önlenemez, insan
hakları, hukukun üstünlüğü prensibi, huzur ve güvenlik korunamaz;
ileri ve çağdaş bilgi toplumuna geçilemez.
Üniversite, bilim ve teknoloji üretimine en büyük katkıyı
yapan ve birinci sınıf beyinleri
eğitmekle görevli olan bir kurumdur. Ancak, üniversitelerimiz bu önemli
görevi yerine getirecek kapasiteye sahip değildir. O halde, üniversitelerin
acil çözüm bekleyen sıkıntıları doğru bir biçimde tespit edilmeli
ve gereken önlemler geç kalınmadan alınmalıdır.
Temel Sorunlar Günümüzde üniversitelerimizin ana sorunlarını 7
gruba ayırmak mümkündür.
1. Hakim zihniyetten
kaynaklananlar
2. Yönetim şekli, organizasyon ve uygulamadan kaynaklananlar
3. Programlardan
kaynaklananlar
4. İnsan gücünden
kaynaklananlar
5. Bütçe ve bütçeyi
kullanma biçiminden kaynaklananlar
6. Fiziki imkanlardan
kaynaklananlar
7. Moral imkanlarla
ilgili olanlar
Bu yazıda sadece yönetim şekliyle ilgili bazı sorunlar üzerinde durulacaktır. Çünkü 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kurumu Kanunu çok ileri ölçüde hiyerarşik ve “ben merkez- li” bir yönetim biçimini doğurmuştur. Üniversitede yönetim söz konusu olduğunda önce rektör, rektörün seçimi, atanması ve yetkileri akla gelir. Düşünceme göre, hem 1750’ de yer alan seçim sistemi hem de 2547’nin getirdiği seçim-atama sistemi üniversitelerimizde yöne- timi ve organizasyonu çağdaşlaştırmaktan, huzur ve güveni sağlamaktan uzaktır. Şimdiki uygulamaya göre en çok oy alan 6 rektör adayı YÖK’te 3’e düşürülerek Cumhurbaşkanına sunulmakta ve bunlardan birisi rektör olarak atanmaktadır. Seçimde altıncı sırayı alan adayın da rektör olma şansı vardır.
|
|