|
DÂRÜLFÜNÛN
Diyorsunuz: Hükümetin idarî
Velayeti fen'lere de şâmildir (1)
Ben derim ki: "idare her hüneri (2)
Bilmez, çünki mütehassıs değildir" (3)
Salâhiyet, mansıp gibi yukardan (4,5)
Verilmez. Hep ihtisasla alınır. (6)
Hiçbir âlim nüfuzunu hünkârdan
Almaz, gerçi ondan alır her nâzır. (7)
Bir müderris ya ilmiyle taayyün (8)
Eylemiştir, sizden tâyin istemez.
Yahut ilmi etmemişken tebeyyün (9)
Edersiniz tâyin, kalır bir çömez. (10)
Bırakınız, bunlar kendi kendine
Seçilsinler... Siz seyirci kalınız,
İlmi verin âlimlere, siz gene,
Ele mülkün dizginini alınız. (11)
Dârülfünun emirlerle düzelmez.
Onu yapar ancak serbest bir ilim.
Bir mesleğe haricinden fer gelmez. (12)
Bırakınız ilmi yapsın muallim. (3)
Ziya GÖKALP
(1876-1924)
Açıklamalar:
(1) Hükümetin idari velayeti, onun kamu işleri üzerindeki denetim ve
gözetimi demektir.
(2) Fenlere şâmil olmak=ilimleri de kapsamak...
(3) Mütehassıs=uzman.
(4) Salâhiyet=Burada ilmî yetki, ilmî yetenek.
(5) Mansıp=Memuriyet.
(6) İhtisas = uzmanlık.
(7) Her bakan, yetkilerini hükümdardan alır ama, hiçbir ilim adamı, ilmî
yetkisini ondan almaz.
(8) Müderris = Hoca, profesör. Kendisini ilmîyle belli eder.
(9,10) Eğer ilim sahibi olmayanı hoca diye tâyin ederseniz, o bir çömez
olarak kalır.
(11) Siz ilme alimlere karışmayın, memleketin idari işleriyle uğraşın...
(12) Bir mesleğe, onun dışarısından kuvvet verilemez, aşılanamaz.
(13) Bırakın da, ilmi, ilim adamları ( = muallimler = ilim sahibi kişiler)
yapsınlar.
Şiirler
|
|